top of page

Ne Okuyalım? Osmanlı'da Kimlik, Kültür ve Aidiyet Üzerine 5 Kitap

 

Son zamanlarda sıkça karşımıza çıkan kimlik tanımlama tartışmaları sürerken, bu kimlik ve aidiyet gibi kavramların da bir geçmişi olduğu ve o geçmişin şu anki algılarımızdan epey bir uzak olduğunu hatırlamakta fayda olduğunu düşünüyorum. ''Türk'' ve ''Türkiyeli'' gibi kavramları tartışırken aynı zamanda içinde bulunduğumuz coğrafyada bu tanımlar tam olarak neye tekabül ediyordu? Veya tanımlanan kavramlar hangileriydi? gibi sorulara ışık tutacak bir okuma listesi hazırlamanın da bu tartışmaları daha derinleştireceğine inanıyorum. Yaşadığımız coğrafyada bu tanımlamaların henüz çok yeni olması yanı sıra, yüzyıllar boyunca kimlik algısının nasıl şekillendiği ve kapsayıcı olduğunu görmek açısından da ayrıca katkı sağlayacağını düşünüyorum.




1-    Cemal Kafadar, ‘’Kendine Ait Bir Roma’’  Diyar-ı Rum’da Kültürel Coğrafya ve Kimlik Üzerine

 

ree

 


‘’TARİHYAZICILIĞI özgürleştirmiyorsa zulme hizmet ediyordur’’ gibi iddialı bir cümle ile giriş yazısına başlayan Cemal Kafadar, daha sonra okuyucuya bu özgürlüğü yeterince hissettirerek bu mottonun altını dolduruyor. Erken Osmanlı dünyasında kimlik, kültürel coğrafya ve miras ilişkisini merkeze alan bu kitap, okuyucuya aidiyet imgesini de sorgulattırıyor. Yalnızca Türk – İslam merkezli ele alınan Osmanlı tarih anlatısına karşı çıkan Kafadar, özellikle ‘Rum’ kelimesinin Osmanlı kimliğinin iç bileşenlerinden biri haline nasıl geldiğini aktarır. Çok kültürlü ve çok kimlikli bir bütünün parçalarının doğal olarak ‘öteki’ olmadığını da vurgulamaktadır.  Osmanlı’nın ‘’biz’’ tanımının ne kadar esnek, ve katmanlı olduğunu da yine çok iyi şekilde açıklıyor Kafadar. Akademik titizlik ve edebi anlatının muazzam bir harman olarak karşımıza çıkardığı bu kitap Osmanlı kimliğini yüzeysel bir çerçeveden değil, geniş bir düşünce ufkundan bize sunuyor.  




 

2- Salih Özbaran- Bir Osmanlı Kimliği- 14.-17.Yüzyıllarda Rûm/Rûmi Aidiyet ve İmgeleri

 

ree

 

Osmanlı İmparatorluğu’nun çokkültürlü, çokdilli ve çok dinli yapısını merkeze alan bu eser, bu farklılıklar çerçevesinde nasıl ortak bir kimlik ve aidiyet üretildiğini derinlemesine incelemektedir. Alışılagelmiş ezberleri aşan ve kimlik imgelerini farklı perspektif ile bize sunan bu kitap, bu konuda önemli bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor. İslam ve Türk dünyasındaki ‘’Rum’’ imgelerini açıklamanın yanı sıra, Avrupadaki Osmanlı(Türk) imgesinin nasıl anlaşıldığını da açıklıyor. Modern öncesi dönemde kimlik kavramını şimdiki gibi okumamamız gerektiğini de gayet yalın bir dille aktarıyor. Benim önerim ise ‘’Kendine Ait Bir Roma’’ kitabından önce kimlik ve aidiyet imgelerine giriş niteliğinde okunması. Bu iki kitap peş peşe okunduğu takdirde bir bütünün parçaları şeklinde birbirlerini tamamlıyor ve okuma lezzeti artıyor.

 

 

 

 

 

3- Cornell Fleischer- Tarihçi Mustafa Âli, Bir Osmanlı Aydını ve Bürokratı

 


 

ree

Okuyucusunu mest etme konusunda çok farklı bir yerde duran bu kitap, Osmanlı entelektüel tarihine ve 16.yüzyılın siyasi-kültürel atmosferine Aerinlemesine bir pencere açan biyografik incelemedir.  Kitap 1541-1600 yılları arasında yaşamış Gelibolulu Mustafa Âli’yi merkezine alır. Fleischer adeta edebi bir serüven nazarında Âli’nin öyküsünü ele alırken, bu serüven sırasında da Osmanlı dünyası zihniyetini, sosyal yapısını ve kimlik tanımlarını da çözümlemeye girişir. Aidiyet, sistemin sorunlarına rağmen bir uyum ve koruma biçimidir. Kimlik, aidiyet ve kültür kavramlarının çok katmanlı şekilde nefes verdiği ancak birbirinden ayrı olmadığı vurgusunu dile getiren Fleischer, Mustafa Âli’nin bu karmaşık üçlü içinde bir ‘’Osmanlı adamı’’ kimliğini temsil ettiğini de vurgular.  Mustafa Âli’nin Osmanlı Bürokrasisi içindeki adaletsizlikleri ve yozlaşmaları eleştirirken, kimli ve aidiyet kavramlarını da yeniden düşünmeye iter.

 

 

 

 

 

4- Suraıya Faroqhı- Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam- Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla

 

ree

 

Özellikle Osmanlı sosyal-kültürel tarihi konusunda duayen bir isim olan Suraıya hoca, bu eserinde kültür ve kimlik gibi kavramların politik söylemler veya resmi ideoloji açısından yansımasını değil de gündelik yaşamdaki karşılığını aktarıyor. Kadın kültürü, kentte yaşama kavramı, dini törenler ve şenlikler gibi gündelik kültürün farklı katmanlarına değinen bu kitap, gündelik hayat pratiklerinin kimlik algısını hangi biçimlerde beslediğini de bizlere sunmuş oluyor. Osmanlı’da kültür,kimlik, ve aidiyet gibi konuların ‘’yukarıdan aşağıya’’ değil, ‘’aşağıdan yukarıya’’ şekilllenme perspektifini yansıtması bakımından da önemli bir katkı sağlıyor. Zaman, mekan, güzellik gibi kavramları da irdeliyor ve alışılmışın dışında bir yöntemle sunuyor. Kısacası kimlik, kültür ve aidiyet gibi kavramların gündelik pratikte yansımalarını görmek açısından sizi yeterince tatmin ediyor.

 

 

 

 

 

5- Taner Timur- Osmanlı Kimliği

 

ree

 

Taner Timur bu kitabında, konuyla ilgili diğer kitaplara nazaran konusunu geniş bir yelpaze ile destekliyor. Kitapta kimlik, sabit ve tek bir tanım olarak değil, farklı dönemlerde ve farklı sosyal katmanlarda değişen, yeniden tanımlanan ve dönüştürülen bir olgu olarak görülür. Timur, Osmanlı kimliğinin dinî, kültürel ve siyasi yönlerini iç içe geçirerek, bu çok boyutlu yapının imparatorluğun uzun ömürlü olmasında kilit rol oynadığını savunur.  Ayrıca kitapta Osmanlı devlet felsefesi yanı sıra Thomas Hobbes ve Leviathan, İbni Haldun ve tarih sosyolojisi ve ulusal kimlik sorunları gibi geniş pencerelerden konuya yaklaşıyor. Özellikle ‘’Batı’da aydınlanma çağı diye adlandırılan dönem ile birlikte egemen duruma gelen akılcı felsefe ‘’Doğu’yu ve Türk’ü nasıl gördü ve bu imajın boyutu neydi’’ gibi sorulara da ışık tutması açısından farklı ve ufku geniş bir çalışma olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Konuyla ilgili farklı bağlamları da görmek isteyenlere mutlaka okunmasını öneririm.

Yorumlar


Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram
  • Twitter

© 2020 Arda Deniz Avcıoğlu tarafından kurulmuştur

bottom of page